Lawyers In Exile

10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ VE HATIRLATTIKLARI

10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ VE HATIRLATTIKLARI   

            Her 10 Aralık İnsan Hakları Günü geldiğinde insanın insana yaptığını başka hiçbir canlının yapmadığını hatırlar ve derin bir üzüntü duyarım. Oysa dünyamız koskoca evren içerisinde şu anda yaşanabilecek tek bir gezegen olarak tespit edilmiştir. Belki başkaları da vardır, şimdilik bilemiyoruz. Ancak şu koskoca evrende yaşamaya değer tek bir dünyada birbirlerini kıyasıya yemeye ve yok etmeye çalışan maalesef insan toplulukları ile karşı karşıyayız.

            Kur’an-ı Kerim’in 76. suresinin ismi İnsan suresidir. Bir surenin özelikle insanı esas alarak ona isminin il ve Kuranı kerimin tamamında defalarca belirtilen temel insan hakları esasen İslam dininde insana verilen değer ve onun haklarının korunması gerektiği en güzel şekilde göstermektedir. Yine İslam Peygamberi Hz Muhammed’in veda hutbesi aynı zamanda onun tüm insanlığa bir vasiyeti hükmündedir. MS 632 yılında ve ölümünden kısa süre önceki Veda Hutbesinde İslam peygamberi diğer başkaca konuların yanında, özellikle fert ve toplum hayatında son derece önemi olan temel insan haklarından özellikle şu hususlara dikkat çekmiştir:

  • Can, mal ve namusun korunması
  • Başkasına zarar verme yasağı
  • Kardeşlik ve eşitlik
  • Alınan borçların iadesi ve faiz yasağı
  • Kan davasının ve bizzat ihkakı hakkın ( adaleti şahsen yerine getirmek) yasaklanması
  • Kadın hakları yönünden erkeklerin hayat arkadaşları olduğu, buna göre kötü muamele görmemeleri gerektiği, ayrıca tıpkı erkekler gibi mal ve mülkler açısından şahsî tasarruf haklarının olduğu
  • Irk ve renk farkı gözetilmeksizin tüm insanların birbirine eşit oldukları
  • Aile ve toplum hayatına zarar veren zina vb. davranışların yasaklanması
  • Kabile ve farklı grupların hukukları değil tüm topluma Yeknesak Hukuk uygulaması açısından Kur’an-ı Kerim’in, insanlara bir emanet olarak bırakıldığı ve esas kabul edilmesi gerektiği,
  • O dönemki toplumda ihtilâf konusu olan gün, ay ve yıl hesaplamasına açıklık getirilmesi, çıkar için bazı ayların helal, bazı ayların haram sayılması ve bunların yerlerinin değiştirilmesinin yasaklanması, bir yıl on iki ay olarak tespit edilerek böylece zaman kavramında eşitlik,
  • Emanetlerin, sahiplerine mutlaka iadesi şeklindeki müsadere ve kanunsuz elkoyma yasağı

632 yılında esas kabul edilen tüm bu açık hükümlere rağmen 2000’li yılların Türkiyesinde 2013 yılı sonlarından başlayarak günümüze kadar eylemleri suç olmamakla beraber 500 binden fazla insan soruşturmaya tabi tutulmuş, yasal olmayan fişlemelerle önceden isimleri tespit edilen binlerce insan cezaevlerine konularak devlet eliyle cezalandırılmıştır.

           Özellikle 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi iddiasıyla, yasal olmayan fişlemelerle önceden isimleri tespit edilen belli bir gruba karşı uygulanan ve bu sosyal grubu yok etmeye yönelik bizzat Türkiye cumhuriyeti yürütme ve yargı organları tarafından yürütülen uygulamalar tamamıyla bir soykırımdır. Kadınıyla erkeğiyle genciyle yaşlısıyla çokluğuyla çocuğuyla 500 binden fazla kişiye karşı devletin tüm erkleri ile uygulanan dehşet ve şiddet hareketleri soykırım değil de başka ne olabilir?

          Nitekim bir suç işlemedikleri halde cezalandırılan ve hak etmedikleri 5, 6 yıllık cezalarını yatıp cezaevinden çıkan insanlara karşı aynı şekilde soykırım uygulamaları devam etmektedir. Devlet eliyle yürütülen tüm bu haksız ve hukuksuz eylemlerle Evrensel Hukukun temel ilkeleri;

  • Masumiyet karinesi
  • Eylemsiz Suç ve Ceza olmaması
  • Suç ve Cezanın Şahsiliği
  • Mülkiyet hakkı
  • Şüpheden sanık yararlanır
  • Basın ve Haberleşme özgürlüğü

 gibi temel hak ve hürriyetler açıkça ihlal edilmiştir.

            Yine 2016 sonrası Türkiyesinde hukukun temel kavramlarından hiçbirisi yerine getirilemez hale gelmiş, hukuk adeta ayaklar altına alınmış, devletin yasama, yürütme, yargı tüm güçlerini ele geçiren belli bir grubun uygulamaları devletin ve hukukun önüne geçmiştir. Bu durumu ne akıl, ne vicdan ne de ahlak kabul edemez. 10 Aralık 2022 yılının Türkiyesinde bu haksız ve hukuksuz uygulamalar maalesef hız kesmeden devam etmektedir. Bu duruma bir dur demesi için AİHM ve benzeri uluslararası kuruluşlardan da etkili ve yeterli bir ses çıkmaması da ayrıca dünyanın ve tüm insanlığın bir ayıbıdır.

            Daha yaşanabilir bir dünya için gelin bu güzel gezegenimizi birbirimize dar etmeyelim. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime ve kimlere karşı uygulanırsa uygulansın tüm insan hakları ihlallerine karşı topluca ses çıkartalım, topluca haykıralım ve topluca tepki verelim ki bunu yapanlar tüm dünyanın bu barış ve kardeşlik seslerinden korkarak geri adım atsın ve bir daha yapmaya cesaret edemesin. Daha yaşanabilir bir dünya için Anadolunun yiğit evladı Yunus Emre gibi diyelim, gelin canlar bir olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                              Av. Vehbi Kaya

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HUKUKİ DESTEK- WhatsApp
1