Lawyers In Exile

Türkiye Gündemine Dair Değerlendirme

Türkiye’de, hemen her gün onlarca insan mesnetsiz ve delilsiz, terör yaftası ile gözaltına alınıp tutuklanırken, AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin kararları tanınmaz durumda iken, öğrenciler tek delil olmadan müebbet hapis alırken, keyfice kayyumlar atanıp, yargı postu altında hakaret davası vs. ile insanlar sindirilmeye çalışılırken, suç meşru masumiyet suç olmuşken ve daha nice benzeri haksızlık ve hukuksuzluk normal hale gelmişken; son birkaç gün içinde meydana gelen vahim olaylar ile birlikte ülkenin ve hukukun savrulduğu nokta çok daha endişe verici ve toparlanamaz hale gelmiştir.

En iyi ümitle, bitkisel hayatta var olduğunu düşündüğümüz hukuk ve demokrasiyi ve bunlara dair ümitleri de tamamen kaybetmek noktasına gelmek-getirilmek üzereyiz.

HDP Kapatılmak İsteniyor!

Anayasa, kanunlar, içtihatlar ve halkın iradesine rağmen bir parti kapatılmak isteniyor. Geçmişte hukuk ve demokrasi adına olan kara lekeler gibi, bir Yargıtay başsavcısı durumdan vazife (emir telakkisi) çıkararak kapatma davası açtı. Dava açılan Anayasa Mahkemesi ise hemen raportör tayin etti. Yine HDP’nin yüzlerce üyesine siyasi yasaklama getirildi. Bunların içinde hukuk nezdinde beraat ya da kazanılmış davaları olanlar da dahil.

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Milletvekilliği Düşürüldü!

HDP’nin seçilmiş, insan hakları savunucusu olan milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği, sipariş usulü ve hukuksuz bir ceza kararına istinaden düşürüldü ve bu insan, hukuk tanımaz rejime fırsat vermemek için mecliste kalmak zorunda kalıyor. Bu dahi korunak sağlamıyor, zira siyasi rejim her türlü aymazlık ve hukuksuzluğu işlediği gibi, kendisini meclis içerisinde derdest etmekten çekinmeyecek durumda. Halbuki, kısa bir süre önce Anayasa Mahkemesi, aynı mahiyetteki hukuksuzlukları tespit ederek Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin iadesine karar vermişti.

Avukatlar ve Savunmaya Yönelik Tehdit ve Operasyonlar Bitmiyor!

İnsan haklarına, savunmaya ve hukuka dair hiçbir sese tahammülü olmayan hükümet ve tebası yargı, ülkenin en önemli insan hakları derneklerinden birisinin eş başkanı avukat Öztürk Türkdoğan’ı gözaltına aldı ve sonra  adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. Yine son birkaç ayda operasyon ile gözaltına alınan 200’e yakın avukat gibi 19 Mart’ta 10 avukat Cemaat bahanesiyle toplu olarak gözaltına alındı.

Gezi Parkı’nın Mülkiyeti İBB’dan Alındı?

Ülkede farklı görüşlere ve muhalefete düşman hukukunu uygulayan rejim, Cumhurbaşkanlığı, hızını alamayarak her türlü kanuni hakkı İstanbul Büyükşehir Belediyesinde olan Gezi Parkı’nın mülkiyetini, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne verdi.

Merkez Bankası Başkanı Görevinden Alındı!

Sonu gelmeyen ve hızı giderek artan hukuksuzluklar, hak ihlalleri ve mağduriyetler neticesinde, bir türlü düzelmek bilmeyen, aksine her geçen gün kötüye giden ekonomi için izah ve çare üret-e-meyen hükümet, henüz 4,5 ay önce göreve gelmiş Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı da yine gerekçe ve beyan olmadan görevden aldı.

Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’den Çekildi!

Kadın haklarının yazıda bırakan, kadının öldürülmesini, darp edilmesini ya da devlet görevlileri tarafından devlet gözetimi olan yerlerde çıplak aramaya maruz kalmasını normal gören, bunları meşrulaştıran, failinin cezasını indiren ya da tamamen kaldıran siyasi rejim- hükümet, kadını koruyan ve haklarını barındıran İstanbul Sözleşmesinden çekildi. İş bu sözleşmeye kanun ile uygun bularak ve ilk imzacı ülke olarak dahil olan Türkiye,  ancak kanun ile usulüne uyarak sözleşmeden çekilmesi gerekirken,  ülkenin kaderini elinde taşıyan yegane güç olan Cumhurbaşkanı’nın usule aykırı kararı ile sözleşmeden çekildi.

Bütün bu olanlar, en hayati kararların bir kişinin yetkisinde toplanması, siyasi iktidar ve destekçilerinin, düşüncesi kendisinden olmayan herkesi, cadı avına dahil etmesi ve yargıyı siyasetin sopası olarak kullanmasından başka bir şey değildir. Ülkede zaten olmayan adalet ve vicdanın yanında, sağır ve ağır işleyen AİHM adaleti ve çok cılız çıkan uluslararası karşıt ses ve destek, Türkiye’deki insanların birbirlerine karşı güttüğü düşünce düşmanlığı ve tarafgirlik, şu an için demokrasi ve hukuk ipini koparmış hükümet için maalesef cesaret kaynağı olmaktadır.

Bütün bunlara rağmen söylemek ve inanmak istiyoruz ki; tarih ve insanlığın şahitliği ile sabittir ki, adalet er ya da geç tecelli etmekte ve her hukuksuzluk sahibi cezasını, her mağduriyet sahibi de hakkını bulmaktadır. Hiçbir zalim rejim ebediyen hüküm süremez ve hiçbir suç ebediyen cezasız bırakılamaz.

Biz insanlara, insan hakkı savunucularına ve avukatlara düşen de, her şeye rağmen ümitle dik durmak ve bütün gücümüzle hukuksuzluklara ve hak ihlallerine karşı durmaktır.

Lawyers in Exile

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HUKUKİ DESTEK- WhatsApp
1