Lawyers In Exile

19 AĞUSTOS – 26 AĞUSTOS İNSAN HAKLARI İHLAL NOTLARI

Lawyers in Exile Platformu olarak, Türkiye’deki insan hakları konusunda yaşanan gelişmelere dikkat çekmek, hak ihlallerine karşı duyarlılık ve farkındalık oluşturmak amacıyla, haftalık insan hakları ihlal notları başlığı altında bir çalışma hazırlamış bulunuyoruz. Bu çalışma, Türkiye’deki insan haklarının gelişim ve seyrine dair bir akıl defteri oluşturması düşüncesiyle belli aralıklarla hazırlanacaktır. Bu başlık altında, genel veya sübjektif, süregelen ya da anlık insan hakları ihlallerinin yanında, ihlallerin boyutunu göstermesi açısından muhtelif dernek, vakıf veya topluluklar tarafından hazırlanan raporlar, tarih ve ihlalin niteliğine göre kategorize edilerek sunulmaya çalışılacaktır.

Hazırlanan bu metinde, 19-26 Ağustos tarihleri arasını kapsayan bazı İnsan Hakkı İhlalleri not edilmiştir.

1- YAŞAMA HAKKININ İHLALİ: (AY m.15/2, 17/1, AİHS m.2, İHEB m.3, MvSHS m.6 ABTHŞ m.2)

A- 20 Ağustos 2020; Antakya’da özel harekat polisi bir esnafı öldürdü.

Antakya Kavaslı Mahallesi’nde yol verme tartışması sırasında araya girip kavgayı ayırmaya çalışan esnaf Mustafa Şahin, özel harekat polisi Sergen Özkanca’nın açtığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Sergen Özkanca’nın ateş etmesi üzerine yaralanan, yine bölge esnafından Mehmet Yıldızbaş’ın ise durumu kritik.

B- 24 Ağustos 2020; Cezaevinde zamanında yapılmayan tedaviler ve geç gelen tahliye sonrası Fatih Terzioğlu hayatını kaybetti.

OHAL mağduru yönetmen,21 aydır tutuklu kaldığı Silivri Cezaevinde tek kişilik hücrede yaklaşık 50 gün sürekli kusmasına rağmen cezaevi yönetimi tarafından hastaneye sevk edilmemişti.Cezaevinde yakalandığı mide kanserinin ilerlemesine rağmen uzun süre tahliye edilmeyen Terzioğlu, en sonunda geçtiğimiz ay sağlık gerekçesiyle tahliye edilmişti. 4. evre mide kanseri olan Terzioğlu, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

C- 25 Ağustos 2020; Annesi KHK’lı olduğu için bakım parası verilmeyen Sevdegül hayatını kaybetti.

KHK’lı anne ve babanın SSPE hastası kızları Sevdegül Güler dün gece 03.00’te hayatını kaybetti. Annesi KHK’lı olduğu için bakım parasının verilmeyen Sevdegül’ün babası da 3.5 yıldır tutukluydu.

I. ETKİLİ BİR CEZA SORUŞTURMASI YÜRÜTÜLMEMESİ NEDENİYLE YAŞAMA HAKKININ İHLALİ: (AY m.15/2, 17/1, AİHS m.2, İHEB m.3, MvSHS m.6 ABTHŞ m.2)

A- 20 Ağustos 2020; 40’ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği Beybahçe saldırısının dördüncü yıldönümünde, sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında hala soruşturma açılmadı

Antep’in Şahinbey ilçesine bağlı Beybahçe mahallesinde 20 Ağustos 2016 tarihinde bir düğüne yönelik düzenlenen intihar saldırısında 40’ı çocuk 56 kişi yaşamını yitirmiş, onlarca kişi de yaralanmıştı.IŞİD tarafından üstlenilen saldırıya ilişkin görülen dava “güvenlik” gerekçesiyle Gaziantep’ten Kayseri 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınmıştı.

Davanın avukatları, yedi duruşma boyunca yaptıkları tüm taleplerin mahkeme heyeti tarafından reddedilmesine, dosyanın, Anayasa’da yer alan “insanlığa karşı işlenen suç” kapsamında ele alınmamasına ve MİT’in saldırıyla ilgili istihbari bilgilere sahip olduğunun açığa çıkmasına rağmen hiçbir kamu görevlisinin yargı önüne çıkartılmamasına tepki göstermişti.

2- İŞKENCE YASAĞININ İHALİ: (AY m.17, AİHS m.3, İHEB m.5)

A- 23 Ağustos 2020; Diyarbakır’da bekçi ve polis şiddeti

Diyarbakır’ın merkez ilçesi Bağlar’da Karacadağ Caddesi’nde bir grup bekçi, sebebi öğrenilemeyen bir olay sebebiyle, gözaltı işlemi uygulamak istedikleri kişiyi yere yatırarak dizleriyle boynuna bastırdı. Boynunu kurtaran şahıs bu sefer de yüzüne tekme yedi. Olaya tepki göstermeye çalışan şahıslar olay yerine gelen polis tarafından biber gazına maruz kaldı fakat tepkilerin sürmesi sebebiyle polis gözaltı işlemi yapılmaya çalışılan kişi haricinde 4 kişiyi daha gözaltına aldı.

B- 24 Ağustos 2020; Teğmen Abdulvahap Berke 18 sayfalık ifadesinde kendisine uygulanan ve tanık olduğu işkenceleri anlattı

Bir kadın memurun tecavüze uğradıktan sonra bebeğini aldırmak zorunda kaldığını ve bir erkek memurun da tecavüze uğradığını anlatan Berke, 15 Temmuz’dan sonra yaşanan hukuksuz süreci tüm çıplaklığı ile ifade etti.

15 Temmuz’un ertesi günü kendi rızasıyla teslim olmasına rağmen eriyen asfalta yatırıldığını ifade eden Berke, elleri ters kelepçeliyken halk tarafından taşlandığını, otobüsün camlarının ve kaldırım parçalarının otobüste bulunanlara isabet ettiğini anlattı. Bir arkadaşının başına cam saplandığı haliyle gözaltı sürecini tamamladığını, bunun öncesinde hastaneye götürülmediğini ifade etti. Otobüsten indirilip, emniyete ifade vermeye götürülürken emniyet güçlerinin yeterli önlem almaması sebebiyle sağlı sollu dizilen insanlar tarafından darp edildiğini açıklayan Berke, polislerin de bu esnada kendisine vurduğunu söyledi. Bu darp sebebiyle dişi, burnu ve kaburga kemikleri kırıldı.

Nezarethanede gözaltına alındıktan sonra başlarında bekleyen polislerin ikinci gün kan kokusundan içeriye giremediklerini ve temizlik malzemeleri getirerek nezarethaneyi kendilerine temizlettiklerini söyleyen Teğmen Berke, susuzluktan idrar renklerinin kan rengine dönüştüğünü kaydetti.

Teğmen Berke’nin ifadesinde özellikle dikkat çeken kısım ise, kadın şüphelilere yapılan insanlık dışı muameleydi. İç çamaşırları kalıncaya dek soyulan kadınların, erkeklerin arasına konulduğu, orada erkek polisler tarafından sürekli olarak taciz edildikleri ve küfre maruz kaldıklarını anlattı. Yine tecavüze uğrayan kadınlardan birinin çocuğunu aldırmak zorunda kaldığını da belirtti.

15 Temmuz’da yapılan işkencelere ilişkin hala herhangi bir hukukî işlem başlatılmış değil. İşkence görenler ifadelerinde işkencecilerin isimlerine kadar, oda numaralarına kadar vermesine rağmen bu insanlık dışı muamele 667 Sayılı KHK ile korunmaya devam ediliyor.

3- ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI: (AY m. 19, AİHS m.5, İHEB m.3)

A- 19 Ağustos 2020; Maskesiz kadına polisten orantısız müdahale

Rana Batı 19.08.2020 tarihinde maske takmadığı gerekçesi ile güvenlik güçlerince zor kullanılarak gözaltına alındı Kadıköy Osmanağa Mahallesi Söğütlü Çeşme Caddesinde 19.08.2020 tarihinde polislerin yapmış olduğu koronavirüs denetimleri sırasında maskesi burnunu kapatmadığı iddiasıyla durdurulan Rana Batı, gözaltına alınma sırasında polisin sert müdahalelerine maruz kaldı.

Rana Batı polis ifadesinde, polis memurunun kolunu tutup geriye doğru çevirerek ters kelepçe yaptığını ve daha sonra çelmeyle kendisini yere düşürdüğünü söyledi.Sosyal medyada yayılan görüntüler üzerine orantısız müdahaleyi yapan iki polis açığa alındı. Açığa alınan polisler daha sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından 21 Ağustos 2020 tarihinde görevlerine iade edildi.

4- BİRDEN ÇOK HAK İHLALİNİ İÇİNE ALAN:

I. CEZAEVİNDE YAŞANAN İHLALLER:

A- 25 Ağustos 2020; Tutuklu gazeteci Ercan Gün’e babasının ölüm haberi defnedildikten sonra söylenerek cenazeye katılması engellendi.

Silivri Cezaevinde 4 yıldır tutuklu bulunan, FOX TV eski haber müdürü Ercan Gün’ün babası Latif Gün, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Defin işlemi yapılan Latif Gün’ün cenazesi için oğlu Ercan Gün’e haber verilmedi. Ercan Gün babasının vefat haberini cenazesi sonrası öğrendi.

5- İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ: ( ANAYASA M. 25, 26, AİHS M. 10, İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ M. 19)

I. BASIN VE KİTLE İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ: ( ANAYASA M.28 VD, AİHS M. 10, ABA M. II-11)

A-22 Ağustos 2020; Kapatılan Bugün TV’nin eski haber müdürü Erkan Akkuş gözaltına alındı

Gazeteci Erkan Akkuş, el konulan ve kayyım atanan Kanaltürk’ün Haber Müdürü ve Bugün TV’nin sunucusu olarak görev yapıyordu. Kayyım ataması sonrası Akkuş, gazetedeki işinden kovulmuştu.

Akkuş, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilk gözaltı kararı çıkarılan 42 gazeteci arasındaydı.

Akkuş’a sorgusunda, muhalif nitelikteki bir takım sosyal medya paylaşımlarının sorulduğu öğrenildi. Erkan Akkuş’un hakkında yürütülen soruşturma ve ardından tutuklanması basın mensuplarına yönelik baskının bir göstergesi olarak kayıtlara geçti.

B- 24 Ağustos 2020; CHP’li Kadıgil: AKP’nin yeni sansür icadı; muzır neşriyat

CHP’li Kadıgil, son dönemde pek çok kitabın muzır neşriyat kapsamına alınmasını Meclis gündemine taşıdı. Milletvekili Av. Sera Kadıgil, muzır neşriyat uygulamalarının ‘sansür ve baskılar konusunda oldukça yaratıcı olan AKP’nin son dönem icadı’ olduğunu belirterek “Bütün dünyada onlarca dile çevrilmiş, yüz binlerce baskı yapmış olan kitaplar, hangi kriterlere göre karar verdiğini bilmediğimiz bir Kurul tarafından ‘fikri içtimai, ilmi ve bedii’ olmadığına hükmedilerek ‘müstehcen’ bulunabiliyor. Bu tür eserler açık sergilerde ve seyyar müvezziler tarafından satılamaz, dükkânlarda, cemakanlarda ve benzeri yerlerde teşhir edilemez, bir yerden bir yere teşhir maksadıyla açık bir surette nakledilemez ve müvezziler tarafindan bunlar için sipariş kabul olunamaz, gazeteler, mecmualar, duvar ve el ilanları, radyo ve TV ile veya diğer suretlerle ilan edilemez, satışı için reklam ve propaganda yapılamaz, para mukabili veya parasız küçüklere gösterilemez, verilemez ve hiçbir suretle okul ve benzeri yerlere sokulamaz”

II. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ TÜRLERİNDEN BİLGİ EDİNME HAKKININ İHLALİ: (AHİS m.10, BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi m.19)

A-26 Ağustos 2020; Adalet Bakanlığı kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirmedi.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, hapishanelerdeki koronavirüs tablosunu son olarak 17 Haziran’da açıkladı. Türkiye de vaka sayısı her geçen gün artıyor. Salgının en çok yayıldığı yerlerden biri olan cezaevleriyle ilgili 70 gündür herhangi bir açıklama yapılmadı. Ailelerin haber alma ve bilgi edinme hakları ihlal edildi.

III. TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEME HAKKININ İHLALİ (AİHS m.11, AY m.34)

A- 22 Ağustos 2020; 4 yıldır ‘İşimi istiyorum’ diyen 6 KHK’lı 8 günlük gözaltıdan sonra tutuklandı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra Ankara’nın Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” eylemleri düzenleyen ve 13 Ağustos’ta gözaltına alınan Acun Karadağ, Alev Şahin, Nazan Bozkurt, Mehmet Dersulu, Armağan Özbaş ve Mahmut Konuk, çıkartıldıkları mahkemece tutuklandı.

Diğer bir eylemci Gülnaz Bozkurt ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklamaların “örgüt üyesi” kapsamında olduğu ileri sürüldü.

Tutuklananlardan 63 yaşındaki Mahmut Konuk’un şeker hastalığının bulunması nedeniyle durumun kötü olduğu belirtildi.

B- 24 Ağustos 2020; Tutuklu Avukatların yakınlarına polis müdahalede bulundu.

Adil yargılanma talebiyle başlattıkları ölüm orucu eylemine 235 günü aşkın süredir devam eden tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi önünde nöbet tutan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) ve Dev-Lis üyelerine polisin müdahale ettiği görüldü.

Müdahale sonrası çok sayıda kişi gözaltına alındı.Gösteri ve yürüyüş hakkını kullanmak isterken gözaltına alınanların toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı ihlal edildi.

6- AYRIMCILIK YASAĞI VE EŞİTLİK İLKESİNİN İHALİ( ANAYASA M. 10 AİHS M. 14)

A-25 Ağustos 2020; Özel bir banka KHK ile ihraç edilen öğretmenin hesap açmasına izin vermedi.

Hesap açtırmak için bankaya giden Emel Zengin Çakır, kendisine bloke konduğunu, İskenderun Cumhuriyet savcılığının 4 yıl önce kendisi hakkında tedbir konmasını istediğini ve bu kararın savcılıkça kaldırılmadığı sürece hesap açılsa bile işlem yapılamayacağını öğrendi. Oysaki bahse konu soruşturma dosyası 4 yıl önce takipsizlikle neticelenmişti.

Hesap açtırılmayan mağdur öğretmen Çakır, bankanın kendisine yazılı tebligat yapmak istemediğini; ancak zorlayınca bloke kararını yazdığını kaydetti.

7- SAVUNMA HAKKININ İHLALİ: ( ANAYASA m. 36 AİHS m. 6/3, İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ M. 11)

A-26 Ağustos 2020; Kürtçe tercümanın yetersizliğinden dolayı tutuklu kişi savunmasını yapamadı

İstanbul’da 26 Nisan 2019 tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan M.E. 1.5 yıl sonra ilk duruşmasına çıkarıldı. Kürtçe savunma yapmak isteyen M.E’nin talebi İstanbul 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ancak mahkemenin çağırdığı yeminli tercüman Kürtçe bilmediği için duruşma, savunmanın alınmamış olması ve mevcut delil durumu gerekçeleriyle 3 ay sonrasına ertelendi. M.E’nin Avukatı Meltem Özel, “Duruşmalarımızda sürekli bu sıkıntıları yaşıyoruz. Kürtçe biliyorum diyen yeterliliğine bakılmadan tercüman olarak alınıyor” dedi.

Özel devamında: “Kürtçe her anlamda kısıtlanıyorken ve diplomalı tercümanlara ihtiyacımız var, bu alan desteklenmek yerine Kürtçe sürekli yasaklara maruz kaldığı için gelişemiyor. Bu durum mahkemelerin ne kadar yetersiz kaldığını gösteriyor ve bu her gün gözümüze sokuluyor. Ancak bununla ilgili bir çalışma maalesef yok” ifadelerini kullandı.

8- ÇEVRE HAKKI (Anayasa Mad. 56, AİHS Mad. 2 ve 8 (içtihatlar ile), Biyo Çeşitlilik Sözleşmesi)

A- 20 Ağustos 2020; Av turizmi adı altında açılan ihaleler ile yaban hayatı tehlikeye giriyor. 

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında, 2020-2021 sezonunun avlanmasına izin verilen türleri ve kotaları belirlendi. Bu kota kapsamında Şanlıurfa’da 14 adet ceylanın 21.500,00 TL bedelle öldürülmesi ile ilgili ihale yapan Tarım ve Orman Bakanlığı’na HDP vekili Ayşe Sürücü soru önergesi sundu. Bu bağlamda, Bakanlığın ölüm ihalelerini iptal edip etmeyeceği, şiddet ve ölüm içeren bir eylemin spor olarak görülüp görülmediği ve ceylanların canı karşılığında açılan ihalelerin kim tarafından alındığı Orman ve Tarım Bakanlığı’na sorulmuş olundu. Daha önce de av turizmi adı altında yapılan ihaleler yargıya taşınarak iptal edilmişti.

Türkiye’de 2012 yılından beri düzenleme yapılması yönünde sürekli baskı oluşturulmaya çalışılan ancak henüz hiçbir somut neticenin alınamadığı bir konu da Hayvan Hakları Yasası. O tarihten bu yana ise giderek artan çevre ve hayvan hakkı ihlalleri yaşanmaya devam ediyor.

9- YAYIMLANAN RAPORLAR

A-26 Ağustos 2020; Gazeteci Nedim Türfent’in tutuklanma kararına ilişkin hazırlanan uzman raporunda ulusal ve evrensel yargı kriterlerine uyulmadığına dikkat çekildi.

Gazeteci Gökçer Tahincioğlu ve Avukat Nuray Özdoğan’ın kaleme aldığı dava gözlem raporunda, Türfent’in ağırlıklı olarak insan hakları odaklı haberler yaptığı hatırlatılarak, gazetecinin yargı süreci öncesinde tehditlere maruz kaldığı anımsatıldı. Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan düzenlemelere aykırı bir dizi uygulamanın tespit edildiği yargı süresince, ifade alma işleminde uygulanan ses ve görüntü bilişim sisteminin (SEGBİS) savunma hakkının tam, doğrudan doğruya ve etkili kullanımını zedeleyecek şekilde kullanıldığı, mahkeme heyetinin sıklıkla değiştiği, Türfent’in kötü muameleye maruz kalması da dahil olmak üzere çok sayıda ihlal tespit edilirken, yargının basın özgürlüğü ve haber alma hakkını da yargıladığı belgelendi. Her belge ve aşamanın ayrıntılı olarak tartışıldığı raporda “Bütün bu tablo karşısında Türfent davası ve verilen karar, evrensel ve ulusal yargının basın özgürlüğü ile ilgili belirlediği kriterlerle uyumlu gözükmemektedir” ifadesi yer aldı.

Nedim Türfent, Nisan 2016’da Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde özel hareket timleri tarafından 40’ın üzerinde Türk ve Kürt işçinin ters kelepçelenerek yere yatırıldığı görüntüleri paylaştıktan kısa süre sonra 12 Mayıs 2016’da, Türfent kapatılan Dicle Haber Ajansında yayımlanan bu haber nedeniyle gözaltına alınmıştı. 13 Mayıs’ta mahkemeye çıkan Türfent, “Silahlı terör örgütü üyesi” iddiasıyla tutuklanmıştı. Türftent, Van T Tipi Kapalı Cezaevinde halen tutuklu bulunuyor.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HUKUKİ DESTEK- WhatsApp
1