Lawyers In Exile

02 EYLÜL – 09 EYLÜL İNSAN HAKLARI HAK İHLALİ NOTLARI

1- YAŞAMA HAKKININ İHLALİ: (AY m.15/2, 17/1, AİHS m.2, İHEB m.3, MvSHS m.6 ABTHŞ m.2)

A. KADIN CİNAYETLERİ KAPSAMINDA YAŞAMA HAKKININ İHLALİ;

05 Eylül 2020: Gaziosmanpaşa’da Kadın Cinayeti

Gaziosmanpaşa’da yaşayan 18 yaşındaki Sevilay Kaya, erkek arkadaşı Vüsal Oruçov tarafından kesici aletle öldürüldü. Katil zanlısı öldürdüğü kız arkadaşının kanıyla duvara “ihanetin bedeli ölümdür” yazdı.

2- ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI: (AY m. 19, AİHS m.5, İHEB m.3)

4 Eylül 2020; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’ye çağrıda bulundu; “AİHM’in kararını uygulayın, Kavala’yı serbest bırakın”

Osman Kavala hakkındaki kesinleşen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla ilgili Türkiye’ye çağrıda bulunan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, kararın uygulanarak Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi. Konsey, Kavala’nın yeni bir soruşturmadan tutuklanmış olsa da AİHM’nin tespit ettiği ihlallerin devam ettiğini vurguladı.

Osman Kavala 8 Haziran 2018’de, avukatları aracılığıyla AİHM’e yaptığı başvuruda geçici tutukluluk kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam ve özgürlük hakkıyla ilgili 5. Maddesi’ne aykırı olduğunu ve hakkındaki tutukluluk kararının da siyasi nedenlerden ötürü verildiğini belirtmişti.

Anadolu Kütür Yönetim Kurulu Başkanı olan Kavala, 24 Haziran 2019’da görülmeye başlanan 16 sanıklı Gezi Davası’nın tek tutuklu sanığıydı. Bu davadan beraat eden Kavala hemen ardından hakkında açılan “Siyasal veya askeri casusluk” soruşturmasından tutuklandı. Halen Silivri Cezaevinde bulunuyor.
AİHM kararlarını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin aldığı kararda, Kavala’nın delil veya makul şüphe olmaksızın tutuklu olduğuna dair AİHM kararına değinildi. Kavala’nın beraatının ardından başka bir soruşturma kapsamında tutuklanmasının da AİHM kararı bu soruşturmayı kapsamasa bile aynı ihlalleri devam ettirdiğine dair güçlü kanaatleri olduğu ifade edildi.

3- İŞKENCE YASAĞININ İHALİ: (AY m.17, AİHS m.3, İHEB m.5)

6 Eylül 2020; Şanlıurfa TEM Şube’de tutulan Mehmet Sait Yardımcı’nın, gözaltında işkence gördüğü açıklandı.

Urfa’nın Viranşehir ilçesinde 4 Eylül’de jandarma ve polisler tarafından yapılan ev baskınlarında “Örgüte yardım etmek” ve “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Hamdullah Esen, Tayip Temel ve Mehmet Sait Yardımcı gözaltına alınmıştı. Esen, Temel ve Yardımcı’nın tutuldukları TEM Şube Müdürlüğü’nde işkence gördükleri belirtildi.

Mehmet Sait Yardımcı ile görüşme gerçekleştiren avukat Sezai Akın, gözaltında olan müvekkilinin kendisine işkence yapıldığını aktardığını söyledi. Akın, müvekkili ile yaptığı görüşmede müvekkilinin üzerinde kan izi, vücudunun belli noktalarında morarma ve elbiselerinin yırtıldığını, yine kendisinin müvekkilinde halsizlik olduğunu gözlemlediğini söyledi. 

Gözaltındaki Hamdullah Esen ve Tayip Temel adlı kişilerin avukatlarının ise hala müvekkilleri ile görüştürülmediği öğrenildi.

4- ADİL YARGILANMA HAKKININ İHALİ: (AY m.141/4, AİHS m.6)

4 Eylül 2020;Uşak’ta yeni ameliyat olan Büşra Elbüken tutuklandı.

Uşak merkezli 12 ilde yapılan cemaat operasyonları kapsamında tutuklananlar arasında bulunan Büşra Elbüken, 29 Ağustos 2020 Cumartesi günü açık ameliyat olduktan iki gün sonra gözaltına alındı. Elbüken’in 5 gün boyunca kötü muameleye maruz kaldığı belirtildi..Birlikte gözaltına alınan bir öğrenci Büşra Elbüken’in yaşadıklarını şöyle anlattı;

“Dikişlerinin birkaç günde bir pansuman olması gerekiyorken hiçbir şekilde pansuman yaptıramadı. Uşak’ta darp raporu için hastaneye götürdüklerinde doktora ameliyatlı olduğunu ve dikişlerinin acımaya, bandajlarının açılmaya başladığını söylemiş. Darp raporu veren doktor, ‘bu beni alakadar eden bir durum değil, ben sadece darp iddiasına bakıyorum’ deyip pansuman yaptırmasını reddetmiş. Kendisi acılar içindeydi. İniltileri aklıma kazındı. Hafızamdan çıkmıyor.”

05 Eylül 2020: Üniversite Öğrencileri Gözaltında.

31 Ağustos 2020 tarihinde, Uşak merkezli 12 ilde Cemaat Operasyonları kapsamında 27 kız öğrenci gözaltına alınmıştı. Gece yarısı Uşak Emniyet’e getirilen öğrenciler, 5 günlük gözaltı süresi boyunca aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmedi. Avukatsız bir şekilde kendilerinden bilgi alma adı altında mülakat yapıldı. Kız öğrencilerden birinin sorgu esnasında 3 kez bayıldığı ve dışarıya çıkarılıp hava aldırıldıktan sonra sorgusuna devam edildiği öğrenildi. Gözaltında bulunan öğrencilere iki kez onur kırıcı çıplak arama yapıldı. 5 gün boyunca kızlarından hiçbir şekilde haber alamayan aileler Uşak Emniyeti’nin önünde sabahladı. Dört günlük yasal gözaltı süresinin hakim kararı ile uzatılmadığı da kayıtlara geçildi. Nihayet adliyeye sevk edilen öğrencilerden 22 kız öğrenci yurtdışı çıkış yasağı ile serbest bırakılırken, biri öğrenci olmak üzere 5 kişi de tutuklandı.

Tutuklananlar arasında bulunan Büşra Elbüken’in gözaltına alınmadan 2 gün önce açık ameliyat olduğu ve gözaltı süresince kötü muameleye maruz bırakıldığı belirtiliyor. Büşra Elbüken’in 11 ay beraber kaldığı koğuş arkadaşlarına mektup yazması ve koğuş arkadaşlarının aileleri ile görüşmesi “örgütsel motivasyon sağlamak” olarak değerlendirildi. Tutuklananlar arasında 4 yaşındaki bir çocuk annesi de var. Polislerin 4 yaşındaki çocuğu komşuya bıraktığı söyleniyor. Tutuklanan kişilerin ise ne ile suçlandığı henüz bilinmemekte.

9 Eylül 2020; Gazeteci Müyesser Yıldız hakkında Avukat ının duruşmaya katılması beklenilmeden ‘tutukluluğa devam’ kararı verildi.

Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği, 3 aydır cezaevinde olan gazeteci Müyesser Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

OdaTv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, tutukluğunun üçüncü ayında yeniden mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, avukatın duruşmaya katılmasını beklemeden Yıldız’ın tutukluluğunun devamına karar verdi.

Yıldız ifadesinde, ” Yazmış olduğum yazılar nedeniyle suçlanıyorum. Dosyada kısıtlılık olduğu için neyle suçlandığımı bilmiyorum. Ben gazetecilik faaliyeti dışında herhangi bir suç işlemedim” dedi.

Mahkeme ‘kuvvetli suç şüphesi’ gerekçesiyle Müyesser Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

5- TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEME HAKKININ İHLALİ (AİHS m.11, AY m.34): 

07 Eylül 2020: Uygur Türkleri basın açıklaması yapmak istedikleri Ankara’ya alınmadı.

Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu toplama kamplarında aile üyeleri olduğunu söyleyen bir grup Uygur Türkü basın açıklaması yapmak istedikleri Ankara’ya “kamu güvenliğini tehdit ettikleri” gerekçesiyle alınmadı. Kamu düzenini ihlal ettikleri öne sürülen aileler İstanbul’a geri gönderildi.

6- BİRDEN ÇOK HAK İHLALİNİ İÇİNE ALAN:

A. CEZAEVİNDE YAŞANAN İHLALLER:

5 Eylül 2020; Cezaevi Müdürü’nün hasta tutukluya ‘su dahi vermeyin’ talimatı verdiği iddia edildi.

İnsan hakları savunucuları, 29 yıldır cezaevinde bulunup, durumuna dikkat çektikleri ağır hasta tutuklu Kasım Karataş’ın, Urfa’dan Tekirdağ Cezaevi’ne sevk edilmesi sırasında cezaevi müdürünün görevlilere ‘su dahi vermeyin’ talimatı verdiği bilgisini paylaştı.

Açıklamada bulunan Komisyon üyesi Hatice Korkmaz, devleti yönetenlerin cezaevlerinde en temel insan hakkı olan yaşam hakkına saygı göstermediğini dile getirdi. Bu konuda ulusal ve uluslararası hukukun da pervasızca çiğnendiğini söyleyen Korkmaz, baskı, şiddet ve türlü keyfi yasaklamalarla tutukluların insan onurunu hiçe sayan bir sisteme kayıtsız şartsız boyun eğmeye zorlandıklarını ifade etti.

Cezaevi görevlileri sahte tutanakla disiplin cezası vermeye çalışıyor.

4 yılı aşkın süredir Keskin Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yargıtay Üyesi Hüsamettin Uğur’un kızı sosyal medya üzerinden babasının cezaevinde işkenceye maruz kaldığını anlatmıştı. Nalan Dilara Uğur bu sefer de işkence yapan baş gardiyanın sahte tutanakla disiplin cezası verdirerek, görüşleri engellemekle babası Hüsamettin Uğur’u tehdit ettiğini açıkladı. Nalan Dilara Uğur, can güvenliğinden endişe ettikleri babalarının acilen başka bir cezaevine nakledilmesini bekliyor.

B. ÇOCUK HAKLARINA İLİŞKİN İHLALLER:

05 Eylül 2020: Uşşaki Tarikat Lideri Fatih Nurullah bir çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunmaktan tutuklandı.

Uşşaki Tarikat Lideri olan Fatih Nurullah’ın müridinin 12 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Müridinin şikayeti üzerine Adliyeye akseden olayda Tarikat lideri tutuklandı. Şikayeti geri almayan baba diğer tarikat müritleri tarafından darp edildi. Olayın ardından Fatih Nurullah ile müridinin telefon konuşmaları sosyal medyada yayınlandı. Fatih Nurullah, telefon konuşmalarında yaptıklarını itiraf ediyor. Babaya kendisinden şikayetçi olmamaları için para teklif ediyor. Telefon konuşmaları istismar edilen kızın babası tarafından kaydedilerek jandarmaya verildi. Uşşaki Tarikat lideri için 18 yıldan 55 yıla kadar, birden fazla çocuğu zincirleme şekilde istismar etme ve hürriyetlerinden yoksun bırakma suçlarından cezası istendi.

7- MÜLKİYET HAKKI: ( AİHS P1-1, Anayasa m. 35, İHEB m.17)

8 Eylül 2020; Anayasa Mahkemesi’nden KHK’yla ihraç edildikten sonra avukatlık yapmalarına engel olunan hukukçular için ihlal kararı

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamudaki görevinden Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen ve KHK nedeniyle serbest avukatlık da yapmalarına izin verilmeyen hukukçular için Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) ihlal kararı çıktı.

Çanakkale Cumhuriyet Savcısı M.B ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda iletişim uzmanı Taner Mahmutoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından mesleklerinden ihraç edildi. FETÖ yapılanması ile bağlantısı bulunduğu ifade edilen M.B. ve Mahmutoğlu, avukatlık mesleğini yerine getirebilmek için bağlı bulundukları kentlerin barolarına başvuruda bulundu. Barolar bu talebi kabul ederken Adalet Bakanlığı ise kararların yeniden gözden geçirilmesini istedi. Bu karara rağmen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu, baroların kararında direndi ve bu kişilerin avukatlık yapabileceğine hükmetti. Daha sonra Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine yerel mahkemeler TBB’nin bu kararını iptal etti.

Bu gelişmelerin ardından iki avukat yargı yoluna gitti. Yerel mahkemelere itirazlarda bulunan avukatların başvuruları her seferinde reddedildi. İki eski hukukçu, son olarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.

AYM Genel Kurulu, yaptığı incelemede, KHK ile ihraç edilen hukukçuların serbest avukatlık mesleğini icra etmekten alıkoyan müdahalenin kanuni bir dayanağı olmadığını tespit etti.

Adalet Bakanlığı’nın, “Devletin bütünlüğüne kastedildi” savunmasını gönderdiği Yüksek Mahkeme, oybirliği ile aldığı kararla iki avukatın özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ve avukatlık mesleğini yapamayacaklarına ilişkin yargı kararlarının “yeniden gözden geçirilmesi için” iade edilmesine hükmetti.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HUKUKİ DESTEK- WhatsApp
1